Ermenistan Açılımı ve açık kaynak istihbaratı
Benzer bir istihbarat hatası da göz göre göre Ermenistan Açılımı (2009–2010)’nda yapılmıştır. Ermenistan hükümeti ve kamuoyunun böylesi bir açılıma hazır olmadığı sadece yazılı ve sözlü Ermenistan basınını takip edenler tarafından görülmüştür. Ne gariptir ki, istihbaratçılarımız -vazgeçtik gizli istihbarattan- bu açık istihbarat emarelerini bile önceden görememiş, Ankara Hükümetini zamanında uyaramamıştır. Ermenistan açılımı da tam bir fiyaskoyla sonuçlanmıştır.
Habur Açılımı ve açık kaynak istihbaratı
Açık ve kapalı istihbaratın önemsenmediği, hiç dikkate alınmadığı bir diğer büyük hata ise Habur Açılımı (19 Ekim 2009)’nda yaşanmıştır. Habur’da devletin hakim ve savcılarının gözü önünde Kandil Dağı ve Mahmur Kampı’ndan gelen PKK’lı teröristler şeref kürsüsüne çıkmış, TV’ler canlı yayınları ile üniformalı teröristlerin şovlarını, gövde gösterilerini bütün dünyaya yayımlamıştır. Şu sözler o gün TV’lerden canlı yayımlanmıştır:
“Bize bugünleri yaşatan İmralı’daki güneşimize de merhaba..selam olsun!”
“Teslim olmaya gelmedik!”
“Kürt halkı sizinle gurur duyuyor!”
“Özgürlük ve barışın teminatı yoldaşlarımızın selamını getirdik!”
“Biz buraya evlerimize çekilmek için değil, barış ve özgürlük için geldik.”
Halbuki PKK’lıların Habur’a neden geldikleri belliydi. Gelen PKK’lıların bir kısmı dağda tedavi edilemeyecek kadar ağır hasta idi. Bir kısmı ise, zaten PKK yönetimince “dağa tekrar dönmek üzere ama olabildiğince hazır fırsat ele geçmişken propaganda yapmak amacıyla” görevlendirilmişlerdi. Ne Ankara Hükümeti, ne de Milli İstihbarat Teşkilatı bu tehlikeyi önceden göremedi. Yıllardır Türk Devleti’ne baş kaldıranlar, onlarca askerin, polisin ve masum sivilin kanını emenler, Habur’da gözümüzün içine baka baka şov yaptılar.
Bol keseden caka satan, her gün TV başında kükreyenler, Asya’yı, Afrika’yı, Ortadoğu’yu yönettiklerini sananlar ise Habur’da olanları “acizce ve kurttan korkmuş kuzu sessizliğinde” TV başından izlemekle yetindiler.